Pazartesi, Mayıs 05, 2008

EFLATUN NURİ ANISINA
















Yıl 1984 ler Eflatun Nuri, sekreterimiz Dilek, Zafer Güven, ön sırasoldan, Mümin Durmaz, Mete Erden, Tufan Selçuk..


EFLATUN NURİ ARAMIZDAN AYRILDI
Başımız sağolsun,
Birşeyler yazayım dedim, çünkü EFLATUN NURİ benim de hocamdı.
Kaybediyoruz bu değerleri ama yerlerine yeni nesilden kimleri koyabiliyoruz.
Bu kadar kaliteli sanat adamları kolay kolay yetişmiyor.
Yetişmemizde büyük katkısı olmuştur.
Şimdilerde var mı bilmiyorum ama eskiden gençleri yetiştirmek gibi bir olay vardı.
Basın camiasında (hoş pek basın da kalmadı ya) şimdi belli yerlerde olanlar yerlerini
kaptırmasınlar diye mi nedir, hiçbir şekilde yeni insanların yetiştirilmesine önayak olmuyorlar.
“Ne uğraşacağım ya, herkes baksın başının çaresine” diyor.
Ben karikatüre başladığım yıllarda 1983’lerde İzmir’de YENİ ASIR GAZETESİ bünyesinde haftalık dergi formatında GICIK isimli bir mizah eki vardı. Çok kısa süre içinde ben de bu oluşuma katıldım.
İyi kötü günlerimiz yıllarımız geçti. Çok güzel anılara sahip olduk. Kendimi EFLATUN NURİ gibi bir ustayla çalışabilmiş şanslılardan sayıyorum. Çizgi de belli yerlere geldik, meslek edindik. Sadece ben değil İzmir gibi bir yerde, basının kalbinin İstanbul’da attığı halde, Zafer Güven, Cemal İlkbahar, Sezer Dönmez, Sadık Pala, Mümin Durmaz, Ömer Çam, Mete Erden, Yusuf Akıncı, Sıtkı Görçiz, Halil İbrahim Yıldırım, Mustafa Yıldız gibi daha ismini sayamadığım bir çok arkadaşımızın yetişmesinde katkısı olmuştur. Şimdi Türkiye de herhangi bir yerde böyle bir oluşum var mı?
İzmir de bile yok. O zamanlar 250 binlere ulaşıyordu GICIK ile beraber YENİ ASIR’ın pazar günü satış rakamları. Şimdilerde ise gazete bünyelerinde karikatür okulu gibi bir oluşum göremiyoruz.
Karikatüre yeterli yerleri ayırmıyorlar. Bir mizah sayfası bile yok çoğunda.
Gazeteler de ilan pastasından paylarını artırabilmek amacıyla karikatürü asla düşünmüyorlar.
“Amman haa!.. Bu deliler birşeyler çizip te ilan müşterilerimizi kızdırırlar da ilansız kalırız.”
Ya da hükümetle ters düşürüverirler korkusu başta gidiyor. Farkında olmadan sanattan uzaklaştırılıyoruz.
20 kadar genci etrafında toplayıp, karikatür çizdirmesi, dergide yayınlatması, bize karikatürü
sevdirtmesi, yaşam biçimi haline getirtmesi, o kadar genç delifişekle uğraşması. Yaptığımız delilikleri yumuşatıp idare etmesi... Daha neler neler... Bir yerlerde ödüller alıyorsak, karikatürle yaşayıp geçinebiliyorsak onun emeğidir, katkısıdır...
EFLATUN NURİ bunları yaptı, iyi de yapmış, nur içinde yat hocam...